Türk turizm sektörü, pandemi sonrası toparlanma döneminin ardından 2023 ve 2024 yıllarında güçlü bir performans sergilemişti. Ancak 2025 sezonu öncesinde tablo aynı ölçüde parlak görünmüyor. Deneyimli turizm yöneticisi Erkan Yıldırım, yaptığı açıklamalarda otelcilerin yeni döneme büyük bir belirsizlik içinde ve panikle girdiğini ifade etti.
Yıldırım’a göre sektördeki en büyük sorun, talebin öngörülemez hale gelmesi. Özellikle erken rezervasyon oranlarının düşük seyretmesi, fiyat istikrarının sağlanamaması ve operasyonel maliyetlerin artması birçok tesisin temkinli hareket etmesine yol açıyor.
Turizmdeki panik havasının temelinde yatan nedenler, sektör temsilcileri tarafından açıkça dile getiriliyor. Yıldırım da bu unsurları birkaç başlıkta özetliyor:
Fiyat politikalarındaki tutarsızlık: Oteller, erken rezervasyon döneminde cazip fiyatlar sunmakta zorlanıyor. Artan girdi maliyetleri ve dövizdeki oynaklık, fiyat belirlemede belirsizlik yaratıyor.
Avrupa pazarında zayıflayan talep: Almanya, İngiltere ve Hollanda gibi ana pazarlardan gelen rezervasyonlar geçen yıla göre yavaş seyrediyor.
Yüksek enflasyon: Yerli turist için tatil maliyeti ciddi oranda yükselmiş durumda. Bu da iç turizme olan talebi düşürüyor.
Yatak kapasitesinin kontrolsüz artışı: Özellikle Antalya ve Ege bölgesinde yeni açılan otellerin sayısı artarken, talep aynı oranda büyümüyor.
Tüm bu gelişmeler, otelcilerin sezon planlaması yaparken daha temkinli ve savunmacı davranmasına neden oluyor.
Sadece ekonomik faktörler değil, iş gücü sorunları da otelcileri endişelendiriyor. Turizmde nitelikli personel bulmak her geçen yıl daha zor hale geliyor. Sezonluk çalışmanın getirdiği istikrarsızlık ve yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle sektörde kalifiye çalışan sayısı azalıyor.
Erkan Yıldırım, personel eksikliğinin 2025 yazında birçok tesiste hizmet kalitesini düşürebileceğine dikkat çekerek, "Otel açmak yetmez, sürdürülebilir kalite için yetişmiş kadro şart" uyarısında bulundu.
Yıldırım’a göre bir diğer önemli sorun da online rezervasyon platformlarının pazardaki hakimiyeti. Otellerin kendi satış kanallarını güçlendirememesi ve Booking.com, Expedia gibi platformlara yüksek komisyonlar ödemek zorunda kalması, kârlılığı ciddi şekilde etkiliyor.
Özellikle küçük ve orta ölçekli oteller, doğrudan rezervasyon almakta zorlanırken, büyük zincir otellerin bu süreçte daha avantajlı hale gelmesi rekabeti olumsuz etkiliyor.
Turizmde "son dakika rezervasyonları" olarak bilinen tatil planları, 2025 yaz sezonunun kaderini belirleyebilir. Ancak bu model, otelciler için ciddi bir risk anlamına geliyor. Çünkü personel planlaması, tedarik zinciri ve operasyonel giderler çok önceden organize edilmek zorunda.
Yıldırım, “Son dakika rezervasyonları, turizmciye nefes aldırabilir ama bu sürekli panik içinde operasyon yapıldığı anlamına gelir. Sürdürülebilirlik böyle sağlanmaz,” diyerek uzun vadeli strateji eksikliğine vurgu yaptı.
Erkan Yıldırım ayrıca devletin sektöre yönelik stratejik planlamalar yapmasının önemine değindi. Turizmin döviz girdisi açısından kritik rol oynadığını hatırlatan Yıldırım, sektörün güçlü kalabilmesi için bazı yapısal desteklerin gerektiğini belirtti.
Beklentiler arasında şunlar yer alıyor:
Turizm sektörüne yönelik vergi teşviklerinin artırılması
Erken rezervasyon kampanyalarına kamu desteği sağlanması
Turizm eğitim programlarının yaygınlaştırılması
KOBİ düzeyindeki otellerin dijitalleşme süreçlerinin desteklenmesi
Bu tür adımların, sektördeki panik havasını azaltarak daha sağlıklı bir sezon geçişi sağlayabileceği düşünülüyor.
2025 yaz sezonunun kaderi büyük ölçüde Haziran ayındaki doluluk oranlarına bağlı olacak. Otelciler, rezervasyonlarda gözle görülür bir artış olmaması durumunda fiyatlarda agresif indirimlere gitmek zorunda kalabilir. Bu da hem gelir kaybı hem de hizmet kalitesinde düşüş anlamına gelebilir.
Turizmde sezon başlangıcı genellikle umutla beklenir; ancak bu yıl tablo, alışılmışın dışında bir tedirginlik içeriyor. Erkan Yıldırım’ın da belirttiği gibi, otelciler her zamankinden daha fazla bilinmeyenle karşı karşıya.
Sektör temsilcileri, son anda yaşanabilecek olumlu gelişmelerle durumun toparlanmasını umut etse de, şu an için 2025 yaz sezonunun kaygı verici bir tabloyla başladığı açıkça görülüyor.